27 Kasım 2014 Perşembe

Kırılma Noktası ve İsyan...

yazı,yaşam

Bu yazımda bana zor anlarımda yanımda olan çok sevdiğim isimlerden bahsedeceğim, bana göre bu isimler branşlarında hem mesleki anlamda Türkiye’nin enleri hem de sıcacık bir yüreğe sahipler, bu vesileyle onlara her daim tüm yaşamım boyu teşekkürü borç bilirim.

Bu kişiler sigara bıraktıran ‘’Bırakmak İstiyorum’’ Filminin yaratıcısı ve oyuncusu Emre Üstünuçar ve onun dünyalar tatlısı eşi Uzman Psikolog İlknur Üstünuçar, bir diğer isimde çok sevdiğim arkadaşım Çocuk Doktoru Uzman Anıl Yeşildal ( aynı zamanda Doktor Amcam Web sitesinin kurucusudur.)

Bir önceki yazımda bahsetmiştim, göz rahatsızlığımla ilgili umutlarımız boşa çıkmıştı her şey neden üst üste gelir sorusunu kendime sormaya başlamıştım düşüncelerim yanıtsız ben çaresiz ne yapacağımı bilemez duruma gelmiştim.

Eşim bana benden daha çok sahip çıkıyordu çünkü vazgeçmeye çok yakındım her şeyi oluruna bırakmak. Kardeşim tanıdığı bir uzman doktora yönlendirdi bizi Dr. Zeki Tunç, randevu aldık ve yine tetkikler baştan yapıldı, o bekleyiş anlarını yaşamak çok zor iyi veya kötü yanıt, ama maalesef yanıt hiçbir tedavisi olmadığıymış, en kötüsü de görme kaybının devam edeceği, kendimizi kandırıyorduk ne duymak için gittim ki…

Eşimle ağlayarak ve ilk isyan anlarımı yaşayarak eve gittim, o kırılma anıydı, susup susup biriktirme sonrasında patlama noktası.İsyanım –‘’Tanrım ne günah işledim ki bu başıma geldi, parmağım kopsaydı ama görseydim razıydım gibi isyan dolu cümleler dökülüyordu kalbimden cümlelere…

Aslında en zor olan böyle anlarda yüreğin kan ağlarken sevdiklerin üzülmesin diye onlara iyi görünmekti.

yazı,yaşam


Üzüntümüze ortak ve şahit olan Emre Bey, beni karşısına alıp telkin etti ve her şeyin iyi olacağını bir çarenin mutlaka olabileceğini söyledi, Emre bey ile konuşmak, sohbet etmek bana her zaman iyi gelmiştir, bu yazımı yazarken bile onun bana gülümseyerek bakan yüzünü imgeleleyeniliyorum…

Bir doktor arkadaşının çok iyi bir uzman Dr. tanıdığını ve beni ona yönlendireceğini söyledi, ona inanmak istedim umutsuzca ve tamam dedim, bu kez de aynı yanıtı alırsam yine yıkılırım düşüncesiyle bu kez eşimi yanımda istemedim,Emre Beyin eşi İlknur hanım’la birlikte gittik, onun varlığı her zaman bana iyi gelmiştir, bu kez adresimiz Veni Vidi Göz merkezinden Dr. Akın’dı. Tahmin ettiğiniz gibi tetkikler yinelendi, bu kez farklı bir şey söylendi, gözlerimde zaman zaman ödem olduğu ve o anlarda buğulu bir camdan bakıyormuş gibi olabileceğini söyledi, doğruydu çünkü bazen bulanık görüyordum, bu durumu önlemek yani ödemi kurutmak için iğne önerdi. Daha önce ki yazımda bana iğne yapılması sonrası yaşadıklarımı anlatmıştım sizlere bu nedenle asla kabul edebileceğim bir şey olamazdı, aynı riski göze alamazdım…

Tüm ışıkların güneş ışığı da dahil ‘’Makuler Disrofi’’ rahatsızlığını ilerlemesi konusunda tetiklediğini bu durumu gidermek için özel camlı bir güneş gözlüğü kullanabileceğimi söyledi, sarı ince bir cam bir nevi özel bir güneş gözlüğ, fazla ve zararlı ışığı süzüyor. Gözlüğü aldık ve hala kullanıyorum…

Çok sevdiğim bir arkadaşım olan Dr. Anıl Yeşildal bana Retina konusunda Uzman bir doktor arkadaşından bahsetti ve mutlaka gitmemi istedi, aslında bir ay içinde bir çok uzmana gitmek, her defasında tetkikler yaptırmak ve aldığımız olumsuz umutsuz yanıtlar beni çok yormuştu, evliliğimizin ilk ayları ve biz travma yaşıyorduk.

Anıl o kadar iyi bahsetti ki eşimle gitme kararı aldık ve randevu aldık, Bu isim Doç. Dr. Hakan Özdemir’di. Retina konusunda da oldukça iyi ve donanımlı bir doktor, tetkikler yapıldıktan sonra bize sonuçları göstererek anlayacağımız bir şekilde göz rahatsızlığımı anlattı, ne olduğunu ve ne olacağını…

Çok tuhaf o kadar iyi ifade ediyordu ki yıkılmak yerine rahatlamıştık, yurt dışında deneysel bir çalışma decam ettiğini ve kesinleşirse orada rahatsızlığımı durdurabileceğimizi de öğrendik, evet bize uzun uzun anlattı ve ben ona inandım evet inandım şu an yapılacak bir şey yok ama Hakan bey bana iyi geldi ve artık benim Doktorum Dr. Hakan Özdemir olacaktır, en doğru bilgiyi veren,rahatsızlık hakkında hastayı aydınlatan, her soruya tatmin edici yanıtlar veren aynı zamanda psikoterapi sağlayan biri.

O andan itibaren kendi kendime, -‘’ Filiz haydi kalk ayağa, çok şükür ölümcül bir rahatsızlığın yok, hayat kısa yaşadığın anları hem kendine hem eşine hem de ailene cehennem haline getirme, bunu onlara yaşatmaya hakkın yok, sen iyi olursan onlarda iyi olacak, sen iyi ol gülümse, hayata ve sevdiklerine sarık, onlar senin ışığın,el,n,gözün olacaklar, en kotüsüne hazırla kendini ve o anlarda bile elinde olanlarla yetin ve gülümsemeye devam et, durumu kabullen hayatı sev.’’

yazı


Evet kendi kendime söz verdim ve bu durumumu aştım, kendimle barışığım, gülüyorum,mutluyum, blog sayfama yazılar yazıyorum, sizlerle aramda bu şekilde bir köprü oluşturduğuma inanıyorum.

Artık göz rahatsızlığımla ilgili yazmayacağım, hayatla ve hayatımla ilgili gülümseten yazılar süsleyecek sayfamı. J

Bir sonra ki yazımda buluşmak üzere sevgiyle ve mutlu kalın.





Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...