25 Ekim 2014 Cumartesi

Çekim Yasası

evren,inanç,düşünce,meditasyon

Hayatıma yön veren Çekimi Yasasını Tiyatrocu Sevgili Betül Arım önerisiyle keşfettim, ilk kez bir araya gelmiştik tanıştık ve sohbete başladık.
Sohbete başlamadan önce fark ettiğim gözlerinde ki enerjiydi. Karşısında ki kişiye konuşmadan sadece baksa bile o enerjisini yansıtabilen  bir ruha sahip diye düşündüm.
Yaşam, hayaller ve ilişkiler üzerine konuştuk, özetle bana nasıl düşünmem gerektiğini söyledi. Evet,’’ her hangi bir şeyi çok istiyorsan önce gözlerini kapat, ne istiyorsun araba mı ev mi kendini o arabanın ya da evin içinde hayal et, görmeye çalış hissetmeye çalış,o anda yaşa o zamandaymış gibi’’…

Betül hanım kendisinin de öyle düşündüğünü söyledi, her düşüncemiz gerçeğe dönüşürmüş bu nedenle evrene olumlu düşünceler göndermeliyiz yani doğru şekilde düşünmeliyiz…
Çok etkilenmiştim ve hemen araştırmaya başladım çekim yasası ile ilgili Nil Gün’ün cd’lerini ve kitaplarını aldım ve yaşamıma uygulamaya başladım.

Bu arada Betül Hanım ikinci kez bir araya gelişimiz de bana meditasyon cd ve Tango ve Hayat içerikli Marul isimli bir kitabı içine güzel bir mesaj yazarak hediye getirmiş, çok mutlu oldum, çok saygıdeğer bir insan onu sevmemek imkansız…

İşte Çekim yasası kuralları
Her düşüncemiz bir enerjidir, olumlu ya da olumsuz beynimizden geçen her bir düşünceye Afirmasyon denir. Bizler her an evrene enerji yayıyoruz.
An be an yaydığımız bu enerji, tüm arzularımızı veya korkularımızı tezahür ettirme kabiliyetine sahiptir.
Enerjiler düşüncelerimizi gerçeğe dönüştürür.
Düşüncelerin gücüyle, yaşantımızda kendimiz ve başkası için ne düşünüyorsak onu kendimize çekeriz.
Çekim yasasına göre düşünceleriniz gerçekleşmek zorundadır.
Genellikle enerjilerin kendi istekleri ya da bilinçleri olmadığı için, nereye gönderilirse oraya giderler.
Yani özetle, neyi düşünür ya da neye odaklanırsanız, onu elde edersiniz.  

Eğer bir durumdan, bir insandan,  başınıza gelen bir olaydan hoşlanmıyor, sürekli yakınıyor veya yargılıyorsanız bu durumları hızla kendinize çekersiniz.
Ya da olaylara pozitif yaklaşıyor, her durum karşısında pozitif bakış açınızı koruyabiliyorsanız, pozitif ve bizi mutlu eden durumları daha çok kendinize çekersiniz.
Kısacası düşünce tarlanıza ne ekerseniz, onu biçersiniz.
Düşüncelerinizi değiştirirseniz, hayatınızın kalitesi de değişir.
Ben düşüne şeklimi değiştirdim ve hayatım şimdi daha güzel geçiyor.
Bana göre olayların veya durumların kendi başına bir anlamı yoktur bizler o duruma anlam yükleriz ve şekillendiririz, her durum her kişide farklı yol alır bu nedenle…
Yıllarca negatif düşüncenin ve egonun esiri olmuş bir insan için birden bire pozitif bakış açısı kazanmak kolay olmayabilir ama imkansız da değil.
Günlük konuşma dilimizi değiştirmek işe başlayabiliriz.
Özetlersek, bilinçaltımız –me ve –ma eklerini tanımaz.  Bu yüzden mesela;
Hastalanmak istemiyorum yerine,
Ben her zaman çok sağlıklıyım.
Mutsuz olmak istemiyorum yerine,
Ben her zaman çok huzurlu ve mutluyum.  
Başarısız olmaktan korkuyorum yerine,
Ben her zaman çalışkan ve başarılıyım.
Parasız kalmaktan korkuyorum yerine,
Ben her zaman bolluk bereket içinde yaşıyorum.
Demek ve bunları alışkanlık haline getirmek çok önemlidir, ben beynimden geçen beğenmediğim ya da istemeden telaffuz ettiğim bir cümle ya da düşünce olursa iptal iptal diyorumJ
En az günlük konuşma dilimizi değiştirmemiz kadar önemli başka bir şey daha var ki, yaşam enerjimizi yükseltmek.  Her güne ayrı bir heyecan, mutluluk ve coşkuyla başlamak, içimizin kıpır kıpır olmasını sağlayabilmemiz gerekir.
Bunun için hayatımızda sevgi ve şükran duygularına bolca yer vermeliyiz.
Yaşadıklarımıza bolca şükretmeliyiz. Şükür mutlu olabilmek için en güçlü sihirlerden biridir.
Bilinçaltı düzeydeki korkularımız da çekim yasasını doğru kullanmamızı engeller, korkularınızın üzerine gidin korkular sizi değil siz onu yönetin…



Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...