Ayın biri kilisesine beni ilk kez iki yıl önce eşim
götürmüştü, eşim Ermeni olduğu için her ayın birinde Ayın Biri Kilisesine sabah
çok erken saatlerde hiç aksatmadan gider, ben de arada eşimle birlikte
gidiyorum.
Ben Müslüman’ım ve bana göre kilisede olsa camide önemli
olan maneviyatı yüksek olan bu yerlerde herkesin kendi inancında kabul edilebiliyor
ve dua edebiliyor olmasıdır…
Burası her ayın ilk günü, binlerce
insanı ağırlıyor, sadece Hıristiyanlar değil Müslümanlar da akın ediyor bu kiliseye…
Vefa Katip Çelebi caddesi
üzerinde olup ,Unkapanı Atatürk Bulvarı üzerindeki İstanbul Manifaturacılar
çarşısının tam arkasındadır. Meryem Ana
Kilisesi olarak ta bilinir.
Bir rivayete göre kilisenin
altındaki ayazma, 1080'lerden beri var. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u
aldıktan sonra kilise yok oluyor, haliyle ayazma da. 1750 yılında bir Rum ailesi
bu araziyi satın alıyor, bir gece ailenin kızı rüyasında bahçenin altında bir
ayazma olduğunu görüyor ve babasını o ayazmayı bulmaya ikna ediyor. 1755'te
buluyorlar. Akan suyun kutsal olduğuna, her derde deva olacağına inandıkları
için de buraya bir kilise yapıyorlar. Sonra da bu kiliseyi İstanbullu Rumlara
bırakıyorlar.
Küçük ama huzur bulduğumuz
bu Kiliseye avludan geçip içeriye girdiğimizde bir tl ye satılan mumlar alıp
dileğimizi diliyoruz.
Kilisenin altında Meryem
Ana ayazması var, merdivenlerden iniyoruz Kenarda kocaman bir çuval içinde plastik
şişeler ve birkaç musluklu bir çeşme var, isteyen musluktan su içiyor, isteyen
ufak plastik şişelere suyunu doldurup yanına alıyor.
Eşim her musluktan
sırayla şişeye su alıyor ben de bir musluktan su alıyorum sonra da bir yudum su
içip yüzümüzü yıkıyoruz ve suyumuzu yanımıza alıp yukarıya çıkıyoruz.
Eşim ve ben kendi
inancımızda duamızı ediyoruz ve huzurla ayrılıyoruz.
Ayın Biri kilisesini
görmediyseniz gitmenizi öneririm, ben dileklerimizin gerçekleştiğini ve bereket
getirdiğini görüyorum…