2 Kasım 2014 Pazar

Bir Umut Var mı? Çabamız...

YAŞAM,HİKAYE,SAĞLIK,ANI

Tekrar merhaba, sizlere Doktor söylerse inanır mısın? başlıklı bir önce ki yazımda görme kaybı rahatsızlığımla ilgili başımdan geçen acı gerçekleri yansıtmıştım, yaşadıklarımı burada yazıya dökmek pek kolay olmuyor çünkü o anları tekrar yaşıyorum ama sizlerle paylaşmaya değeceğine inanıyorum.

Bir önce ki yazımın devamı olarakbu yazımda sizlere bir umut var mı? Çabamızdan bahsedeceğim…

Aslında benim için her şey bitmişti ve artık yapacak bir şey yoktu,  doktorun bana söylediği acı gerçekler hala kulaklarımda çınlıyordu, zaman durmuştu, benim için saatler dakikalar ilerlemiyorduL

Eşim bana rağmen çok ciddi ve kararlı bir şekilde mutlaka yapacak bir şey olmalı düşüncesiyle internette uzman doktor ve tedavi olasılığını araştırmaya başladı, ben umutsuzca umut bekledim çünkü eşime inanıyordum…

Sonunda bir isme ulaştı bu kişi özel bir hastanenin Pröfösörüymüş ve basında da sıkça yer almış, kander tedavisinde kullanılan bir ilacı göze enjekte ediyormuş. Eşim: - Canım Bu doktora randevu alalım baksın belki bu iğneler sende de etkili olabilecek bir tedavi şeklidir, neden olmasın. O anda - evet neden olmasın, beklide eşim haklı diye düşündüm ve hemen randevu aldık.

Doktora gideceğimiz gün ben çok heyecanlanmıştım ve de korkuyordum, içimi ya olmazsa korkusu kabus gibi sarmaya başlamıştı, hastaneye vardık, doktorla görüşme öncesi tüm tetkikler yapıldı, göz anjiyosu da çekildi, doktorun odasına geçtiğimizde tetkiklerim doktorun eline ulaşmıştı bile.

Doktor – Evet, iğneleri deneyeceğiz, her bir göze 3 kür yapılacak 1,5 ayda 1 yapılacak ve sonrasında tetkikler tekrar yapılıp son durum kontrol edilecek.

O anda eşimle ben o kadar çok mutlu olduk ki sevinçten gözlerimiz doldu, iğnelerin görme kaybımın ilerlemesini durduracağını hatta geriletebileceğini öğrenince mutluluğumuz tarif edilemez boyuta ulaştı.

İğneler için randevu alındı ve o gün geldi, iğneler yapılmadan önce bir imza istediler benden, bir sorun çıkma durumunda sorumluluk almak istemedikleri için. İğnelere dayanmak çok zordu ve her iğneden sonra göz tansiyonum yükseliyordu, acıyı azaltmak için uyguladıkları göz damlaları hiç etki etmiyordu. Eşimin varlığı güç veriyordu bana ama yine de Tanrım neden bu yaşta bunlar başıma geliyor demekten de kendimi alamıyordum, beni ayakta tutan düzelecek umuduydu…

Sonunda tüm iğneler yapıldı ve biz tetkiklerin tekrar yenilenip son durumuma bakılabilmesi için randevu aldık. Tetkikler yapıldı ve biz doktorun odasındaydık.

Doktor tetkik sonuçlarıma baktı ve – kötü değil ilerleme olmamış bunedenle iğneleri denemeye devam edeceğiz dedi. Bunları söylerken gözlerini benden kaçırdığını yüzüme bakmadığını görünce içimi tuhaf bir his kapladı, doktor asistanından yeni iğneler için tekrar randevu almamızı istedi. Biz üzülmüştük ama başka çaremiz yok diye düşündük. Her bir iğne 1.200 TL değerindeydi.

Biz asistanın odasına geçtik, ben görme oranımın yüzde 40 olduğunu bildiğim için asistana yeni tetkiklerde görme oranımın ne olduğunu sordum, asistan yüzde 30 deyince biz şok geçirdik, asistan durumu anlayınca lafı ağzında eveleyip gevelemeye başladı…

Bu nasıl olur iğneler bende işe yaramadığı gibi görmemi yüzde 10 daha azaltmış ve doktor bu sonucu göre göre bizden saklayıp kazanç uğruna tekrar bana iğne yapma çabası içine girmiştir.

Biz randevu almadan hastaneden ayrıldık, ikimizde durumumdan faydalanmaya çalışan bu umut tacirinden hesap soralım diye düşündük sonrada vazgeçtik ve onu Tanrıya havale ettik, kendi durumumuz bize yeterince travma yaşatıyordu çünkü…

Evet içimizde yeşeren umutlar solmuştu ve daha evleneli bir ay olmuştu eşimi üzgün görmeye dayanamıyordum.

Bir sonra ki yazımda yine yaşadığım süreçten bahsedeceğim, çok iyi iki uzman doktordan da bahsedeceğim hatta isimlerini  de paylaşacağım sizlerle.

Sizlere tavsiyem ne yaşarsanız yaşayın her zaman şükredin ve mutlu olmaya çalışın çünkü hayat kısa…




Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...